DEHB İle Yaşamak

Ailelere Öneriler

Bu bölümdeki bilgiler Prof. Dr. Mücahit Öztürk tarafından hazırlanmış olan DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) adlı kitapçıktan alınmıştır.

Çocuğunuzda DEHB olduğunu kabul ediniz

Çocuğunuzun diğer çocuklara oranla bazı zorlukları olduğunu bilmelisiniz. Gerçeği gizlemeye çalışmak ve sorunları konuşmaktan kaçmak, çocuğunuzda sadece ‘ondan rahatsız olduğunuz’ ve ‘memnun olmadığınız’ fikrini doğurur. Sorunun en erken dönemde bilinmesi ve kabul edilmesi onunla etkili ve faydalı mücadele edilmesini sağlayacaktır.


Evde bazı alışkanlıklar ile kural ve takvime bağlanan işler oluşturunuz

Çocuğun yaş ve gelişim düzeyine göre bazı günlük aktivite ve işlerin alışkanlık haline gelmesini sağlayınız. Bu işlerin kurallarını ve yapılacağı saatleri belirleyiniz. Kural ve zamandan taviz vermemeye çalışınız. Evde uyulması gereken bu kurallara sizin gibi çocuğa bakan bakıcının ve diğer aile bireylerinin de uyması gerekir. Bu yaklaşım yaşamın bütün alanlarında kuralların hâkim olduğu hoşgörüsüz ve tavizsiz bir ortam oluşturmak ve her faaliyeti takvime bağlamak olarak anlaşılmamalıdır. Böyle bir ortam yaşamı çekilmez hale sokar ve zaten kurallara uyma ve alışkanlık kazanma konusunda zorluk yaşayan çocuğu tamamen karşı gelmeye ve uyumsuzluğa itebilir. Ev içindeki kurallarınız zaman içinde çocuğun yaşı büyüdükçe ve ihtiyaçları değiştikçe değiştirilmelidir.İlkokul dönemi ve sonrasında evde oluşturmaya çalıştığınız kural ve alışkanlıklar konusunda çocuğunuz ile konuşun ve tartışınız. Karar alma aşamasında onun da katkılarını isteyiniz. Birlikte aldığınız bir karara çocuğunuzun uyması daha kolay olacaktır. DEHB’li bir çocuğa koyacağınız kurallar temel ve olmazsa olmaz nitelikte olmalıdır. Bu nedenle fazla sayıda ve detaylara inen kurallar koymayınız. Diğer taraftan DEHB’li çocukların bir kısmı polemik yapmayı çok sever ve sizi sürekli bu polemiğin içine sokmaya çalışırlar. Böylece sizi asıl konudan uzaklaştırıp kendi mesajlarını vermek ve amaçlarına ulaşmak isterler. Buna asla izin vermeyiniz. Doğru bildiğiniz konularda az ve öz konuşunuz. Tartışmaya girmeyiniz.

Çocuğunuza yaşam boyu onu seveceğiniz ve ona bağlı olduğunuz düşüncesini veriniz

Anne baba olmanın en hassas ve can alıcı noktalarından biri de çocuğa onu daima seveceğinizi ve bağlı olduğunuzu hissettirmenizdir. Çocuğunuz hoşlanmadığınız bir şeyler yapsa da onu kayıtsız şartsız sevdiğinizi düşünmelidir. Çocuğa sadece uyumlu davrandığında sevgisini belli eden ve onu ödüllendiren anne babalar mutlak sevgi anlayışından uzaktırlar. Sevgilerini şarta bağlamaları ve çocuğa bu mesajı vermeleri ilişkiyi zedeler ve telafisi mümkün olmayan yaralar açar.

Çocuğunuza zaman ayırın ve onunla birlikte olmaya çalışınız

Çocuğa vereceğiniz en değerli ve önemli hediye onunla birlikte olduğunuz ve istediği eylemleri beraberce yaptığınız zaman dilimleridir. Çocuğunuzla her gün bir müddet tüm işinizi bırakıp, tamamen onu hedef alarak ilgilenmelisiniz. Her çocuk için aranan ve istenen bu tablo özellikle DEHB’si olan çocuklar için daha çok önem kazanır. Özgüvenleri az, çevresi tarafından sevilmediği ve istenmediği duygusu yaşayan çocuklar daha fazlaca ilgi beklerler. Önemli olan çocukla geçireceğiniz sürenin uzunluğu değil, ilişkinin kalitesidir. İlişki kısa süreli olsa dahi vakit dolu dolu geçiyor ve çocuk bundan zevk ve haz alıyorsa hedefe ulaşılmış demektir. Yoksa akşama kadar anne-baba ile beraber olan ancak kendisine bir dakika dahi olsa özel vakit ayrılmayan çocuklar bu ilişkiden gerekli ve yeterli doyumu alamazlar.Çocukla geçireceğiniz bu zaman dilimi içinde onun seçtiği faaliyetleri tercih ediniz. Çocukların anne babaları ile oynamayı ne kadar sevdiklerini bilirsiniz. Birlikte oyun oynarken onun seçtiği oyuncak ve aletleri kullanmanız ve sabırla bu oyunu devam ettirmeniz gerekir. Onun oyun dünyasına dışarıdan girip bozgunculuk çıkaran kişi olmayınız. Çocuğunuzla birlikte geçireceğiniz zamanlarda yapabileceğiniz ortak faaliyetler şöyle sıralanabilir.

Sizin aktif katılımınızla birlikte oyun oynama,

Birlikte dışarıya çıkmak, tiyatro, sinema, oyun bahçesi vb. yerlere gitmek,

Hikâye ve masal kitabı okumak,

Sohbet etmek, konuşarak paylaşmak,

Çocuğunuzla ilgilendiğiniz bu kısacık süre içinde başka şeylerle ilgilenmeyiniz. Örneğin, televizyon seyreder ya da gazete okurken çocuğunuzla oynayamazsınız. Bunu yapmaya çalışmanız hem sizi hem de çocuğunuzu rahatsız eder. Çocuk yalnız onunla ilgilendiğinizi ve yalnız ona zaman ayırdığınızı düşünmelidir.

Diğer zamanlar da önemlidir

Çocuğunuz ile aktif olarak ilgilendiğiniz sürenin yanında diğer zamanlarda nasıl tavır takındığınız da önemlidir. Çocuklar anne babalarından kendilerine vakit ayrılmasını talep ettiklerinde genellikle “şu an değil, çok meşgulüm, belki daha sonra “ gibi cevaplar alırlar. Bu “daha sonra” ise bir türlü gelmez. Siz gerçekten o an meşgul olabilir ya da tüm gün yorgunluktan sonra gazetenizi okumak üzere henüz oturmuş olabilirsiniz. Ancak çocuk için sizin yaptığınız iş önemli değildir. O, sizin verdiğiniz cevaptan “anne babam benim isteklerim gelince çok meşgul olduğunu söylüyor, acaba benden daha önemli olan bu şey nedir” sorusunu çıkarır. Bu nedenle sadece çocukla yoğun ilgilendiğimiz dönemler değil, diğer zamanlar da önem kazanır. Çocuğun isteklerine cevap vermek demek, onun her isteğini yerine getirmek anlamına gelmez. İsteği dinlemeniz ve makul nedenlerini anlatarak geri çevirmeniz, baştan savma ve dinlemeden reddetmeye göre oldukça yararlı ve ilişkiyi zedelemeyen bir tutumdur.

Çocuğunuzla konuşurken ve onu dinlerken göz göze gelmeye çalışınız

Gerekirse göz göze gelebilmek için onunla konuşurken çömeliniz. Özellikle dikkat sorunu olan çocuklar konuşurken göz göze gelmekten kaçabilirler. Çocuğunuz konuşurken size doğru dönmesini ve gözünüze bakmasını hatırlatabilirsiniz. Ancak ısrarcı olmayınız. Siz onunla, göz göze bakarak konuşursanız bir müddet sonra o da size bakarak konuşacaktır. Böyle konuşmanız verdiğiniz mesajın daha iyi algılanmasını sağlar.

Çocuğunuza yumuşak bir şekilde ve saygılı davranınız

Bağırıp çağırma, alay etme, devamlı söylenip başının etini yeme ve iğnelemeler çocuğun kendini değersiz hissetmesini sağlayarak davranış sorunlarını arttırmaktan başka işe yaramaz. Kendisi ile alay edilen, sürekli nasihatte bulunulan ve tartışılan her çocukta bazı sorunların oluşması beklenir. Eğer çocuğunuz tartışmayı uzatıyor ve tartışmakta ısrar ediyorsa, oradan uzaklaşmanız en yararlı davranış olabilir, ancak bu tutumunuzla çocuğun söylediklerini kabullendiğiniz mesajını vermemeye dikkat ediniz. Siz çocukla tartışmaya ve sürtüşmeye girmeyiniz. Eğer haklı olduğunuzu düşünüyorsanız onun sözlerini kabul etmediğinizi ifade ediniz. Kazanılması gereken bir savaş içinde değilsiniz. Sürtüşmeyi azaltacak geri adımı atabilmeyi ve havanın yumuşamasını sağlamayı becermelisiniz.

Sabırlı olunuz

DEHB’li bir çocuğunuz var ise çocuğunuzun kendini kontrol edebilme yetisinin az olduğunu kabul etmelisiniz. Çocuğunuzun kasten ve sadece sizi sinirlendirmek için bazı davranışlar sergilemediğine inanınız. Sabırlı davranmanın çocuğunuza vereceğiniz en güzel hediye olduğunu biliniz. Aslında anne babanın sabırlı davranmak dışında başka bir şansı da yoktur.

Çocuğunuza onu sevdiğinizi gösteriniz

Başını sıvazlamanız, omzuna elinizi atmanız, ellerini tutmanız, kucaklamanız ya da bir öpücük kondurmanız, çocuğa onu sevdiğiniz mesajını vermenizi sağlayan önemli tavırlardır. Gün içinde çocuğunuza en az bir iki defa onu sevdiğinizi söyleyiniz. Bazı anne babalar çeşitli bahaneler ileri sürerek çocuklarına karşı sevgilerini göstermekten kaçınırlar. Sevgi ihtiyacı yeterince doyurulmamış her çocuk kendini boşlukta hisseder, özgüveni gelişmez. Çocuğa onu sevdiğinizi göstermenin tek yolu onu öpmeniz ve kucağınıza almanız değildir. Güzel bir söz, yerine göre hafif bir gülümseme yeterli olabilir. Sevginin açığa vuruluş biçimi aşırılıktan ve abartıdan uzak olmalıdır. Anne babanın çocuğuna vereceği sevginin koşulsuz olması gerekir. Sevgiyi şarta bağlamak yani şunu yaparsan seni seveceğim ya da sevmeyeceğim gibi sözlerle sevgiye sınırlar koymak doğru değildir.

Çocuğunuzun olumlu bir davranışını ve başarısını gördüğünüzde onun hoşuna gidecek övücü sözler söyleyiniz

DEHB’li çocuklar aileleri tarafından sürekli eleştirilir ve yargılanırlar. Oysa onların beğenilmeye ve övgüye daha fazla ihtiyaçları vardır. Oysa özgüvenleri az bu çocukların desteğe ihtiyacı vardır. Güzelliklerin desteklenmesi, ancak onların beğenildiğinin övgüyle ifade edilmesiyle mümkün olur.

Duygularınızı çocuğunuzla paylaşınız

Çocuğunuzla konuşurken yaşadığı zorlukları anladığınızı ve zaman zaman benzer zorlukları sizin de yaşayabildiğinizi, örneğin, bazen dikkatinizi toplamakta güçlük çektiğinizi anlatmalısınız. Böylece onunla aynı duyguları bazen sizin de yaşadığınızı düşünmesini sağlayabilirsiniz.

Çocuğunuzun mükemmel olmasını beklemeyin ve ondan mükemmel olmasını istemeyiniz

Çocuğunuzun, erişkinler dâhil herkesin hata yapabileceğini bilmesini sağlayınız. Ondan kusursuz olmasını beklemeyiniz. Yaptığı ufak hataları büyütmeyin. Bazı zamanlar hataları görmemezlikten gelmeyi başarınız.

Çocuğunuza güvenin ve ona güvendiğinizi belli ediniz

Çocuğunuza inanıp güvenmelisiniz ki o da kendine inansın ve güvensin. Ona sürekli yanlışlar yapan biri gibi muamele etmeyiniz. Onun hata ve yanlış yapmasını bekleyen bir tutum içine girmeyiniz. Böyle yaklaşımlar çocuğunuzda var olan özgüven azlığını daha da pekiştirecek ve olumlu davranışların ortaya çıkışını engelleyecektir. Çocuğun her an suç işleyecek potansiyel bir suçlu gibi görülmesi, onu suça teşvik edici büyük faktörlerden biridir.

Çocuğunuzda var olan olumlu özellik ve kabiliyetlerin ortaya çıkışını teşvik ediniz

Her çocuğun kendine özgü kabiliyet ve becerileri olduğunu unutmayınız. Dışarıdan baktığınızda çok ağır davranış sorunları olan çocukların dahi isterseniz güzel özelliklerini bulup ortaya çıkarabilirsiniz. Ancak anne ve babalar çocukla yaşadıkları sorunlar ve çocuğun olumsuz davranışlarının sürekli gündemde olması nedeniyle çocuktaki güzellikleri keşfedemeyebilirler. Davranışları nedeniyle sürekli eleştirilen, aşağılanan çocukların kendilerinde var olan güzel davranışları ortaya çıkarmalarını bekleyemezsiniz.

Çocuğunuza hoş olmayan isimlerle hitap etmeyiniz

Kendisine sürekli aptal, tembel, yaramaz, inatçı, beceriksiz gibi isimler takılan çocuğun zamanla böyle birisi olduğunu kabullendiğini görürsünüz. Bu aşamadan sonra çocuktan davranışlarını değiştirmek için çaba sarf etmesini bekleyemezsiniz. Çocuğun onurunu zedeleyici bu tür isimlendirmelerin çocuğun duygu dünyasında derin yaralar açması kaçınılmazdır.

Çocuğunuzla savaşmayınız

Anne-baba olarak sizlerin amacı, çocuğunuzdaki davranış sorunlarını en aza indirmeye çalışmak olmalıdır. Bunu yaparken kendinizi bir savaş alanında gibi hissetmemelisiniz. Çocuğunuzla mücadele halinde olmak ve ortada kazanılması gereken bir savaş varmış gibi davranmak çocuğa yaklaşımınızdaki en büyük hata olacaktır. Kendi doğrularınızda tavizsiz bir biçimde ısrarcı olmanız ve bunu adeta bir onur meselesi haline getirmeniz, sorunun çözümsüz hale gelmesine neden olur.

Çocuğunuzun mutlaka bir spor etkinliğine devam etmesini sağlayınız

DEHB’si olan çocukların enerjilerini sağlıklı olarak boşaltabilmeleri ve kurallı bir ortamda disipline olmaları ancak spor ile sağlanabilir. Çoğu DEHB’li çocuk sporu sever ve spor yapmaktan zevk alır. Ancak kurallı işleri sevmediklerinden ve çabuk sıkıldıklarından bir süre sonra spor etkinliğine gitmek istemez ve yarıda bırakırlar. Buna izin verilmemelidir. Başladığı bir spora hiç olmazsa belli bir süre devam etmesi sağlanmalıdır.

Çocuğun ders çalışma ortamını dizayn etmesine yardımcı olunuz

Masasında ve göz önünde dikkatini dağıtacak oyuncak, poster gibi şeyleri kaldırınız. Ev ortamının ders çalışma sırasında sessiz olmasına dikkat ediniz.

Evdeki sorumlulukları ile ilgili olarak (odasını toplama, giysilerini düzenleme, ellerini yıkama, dişlerini fırçalama gibi) onu sık sık uyarınız.

Ancak uyarılarınız tehditkâr, aşağılayan, hakaret içeren ve nefret doğuran nitelikte olmamalıdır.

Görece basit konularda çocuğunuzla tartışmaya girmeyiniz

Olumsuz davranışlarını en önemliden en önemsize doğru sıralayınız. Önemli olanlarına öncelik verin ve onları düzeltmek için çaba sarf ediniz. Olumlu davranışların ödüllendirilmesi amacına yönelik puan sistemi uygulayabilirsiniz. Böylece bazı davranışların alışkanlık haline gelmesine katkı sağlamış olursunuz.

DEHB’li çocuğunuza diğer çocuklara göre daha az “hayır” kelimesini kullanınız

Ancak istekleri konusunda abartılı şekilde verici olmayınız. “Hayır” dediğinizde ise geri adım atmamaya çalışınız. Çocuğun anne babanın ona “hayır” dediğinde bunun değiştirmeyeceğini bilmesi gerekir.

Anne baba olarak çocuğunuza ortak mesajlar veriniz.

Annenin hayır dediğine baba “evet” der ya da tam tersi olursa DEHB’li çocuk bu durumu kendi lehine kullanmak için her türlü davranışı sergileyebilir.

DEHB’li çocukların bilgisayar oyunlarına bağımlılık riskleri yüksektir

Bunun için bilgisayar kullanımı mutlak sınırlandırılmalı ve kontrol altına alınmalıdır. Oyun içerikleri denetlenmeli, şiddet içeren oyunlara izin verilmemelidir.Tüm bunlara ek olarak, kendinize vakit ayırın. DEHB’li bir çocukla yaşamak ve ona destek olmak kolay bir iş değildir. İhtiyacı olduğu zaman ona destek olabilmek için sizin de kendinizi şarj etmeniz gerektiğini unutmayın. Kendinize mutlu olacağınız zamnlar yaratın ve bu zamanı “şu anda çocuğumla şu aktiviteyi yapıyor olabilirdim” diye suçluluk duyarak değil, “çocuğumla her anımı kaliteli geçirmek için benim kendimi dinç ve zinde tutmam gerek” diye düşünerek geçirin.



× WhatsApp